mantık ve dil
1 sayfadaki 1 sayfası
mantık ve dil
X özdeştir Y şeklinde bir "bildirim" içeren tümce yanlıştır.Çünkü her bir tekil(induval)sadece ve sadece "kendisine" özdeştir.
Peki "bu" niye böyle;(mantığın "yasaları" varlıktan mı çıkar yoksa anlağın kendisinden mi;eş deyişle a priori midir yoksa a posterıorı midir şeklindeki teknik tartışmaları bir yana bırakırsak)
Şeyler böyle olduğu için mi biz onları o "biçimde" konumlandırıyoruz,yoksa tersi midir şeklindeki tartışma SORUNU yanlış konumlandırmaktan kaynaklanıyor.işte bu nedenle de tarihsel süreç içinde "çözüme" kavuşma olanağı bulamıyor.
Kantçı açıdan bakıldığında biz dış ve iç dünyamızı iki temel "GÖRÜ-ARACILIĞIYLA" algılıyoruz.UZAM ve ZAMAN.. Bu iki görü bize iki AYRI (dediğim anda zaten ŞEYLERİN BİR-BİRİYLE "ÖZDEŞLİĞİNİ DE" REDDETMİŞ oluyorum.Çünkü uzamda onları zaten ayırmış oluyorum onlar AYRI oldukları için değil AMA) ŞEYİN aynı anda(zaman)ve aynı yerde(uzam) bulunamayacağını bildiriyor.
Peki bu "bildirim" neyden kaynaklanıyor.gerçekten de insan "anlağında" a priori olarak buluna-bilen "izlekler" var mı?Bu soruya vardır demeniz de yoktur demeniz de sorunu çözmüyor,ytam tersine yeni sorunlara yol açıyor.
Mantıkça ortaya konan bu ÖZDEŞLİK (ve bu ilkenin açılımı olan "ÇELİŞMEZLİK" ve "3.HALİN OLANAKSIZLIĞI ilkeleri) ilkesinin kaynağı ne varlıktır ne de anlaktır.
Dilden ve dilin "KONUŞ-LANDIRILMASINDAN" kaynaklanmaktadır.Eş deyişle onun bu güne değin gelen MODER-N-İTEL paradigmasının bir sonucudur.
Şeyleri bir-birine özdeş olabilir şeklinde "konuşlandırarak" konuşsaydık,bu durumda dilin İŞARET EDEREK "GÖSTERME" İŞLEVİ ortadan kalkardı.
Örneğin şu tip konuşmalar başlardı:şurada gördüğüm masa aynı yerde ve zamanda aşktır da ve aynı zamanda insandır da v.s v.s.. Böylesi bir dil ya lirik "ŞİİRSEL" kaygılarla kurulur ya da ŞİZOİDÇEDİR... Bu durumda şiir "şizoid" bir yapıya sahiptir, CAZ gibi... Veya caz müzik-ŞİİRİNİN- ŞİİRİDİR..-sevgili sanal bu çözümlemeyi çok "sevecek" caz'a ve şizoid yapıya yakın biri olarak, baksanıza ha bire "bağlam" parçalamaya çalışıyor ya hadi HAYIRLISI)
Tam da bu noktada,toplu-toplumsal boyutuyla gündelik hayatı şiire veya şizoid YAPIYA yatkın kılmadığınız sürece bu tip konuşmalar iletişimi değil İLETİŞİMSİZLİĞİ getirecektir..
Kısaca MANTIKSAL-OLAN "DENİLENİN" kökeninde "yaşamsal-pragmatik" kaygılar vardır...
Peki "bu" niye böyle;(mantığın "yasaları" varlıktan mı çıkar yoksa anlağın kendisinden mi;eş deyişle a priori midir yoksa a posterıorı midir şeklindeki teknik tartışmaları bir yana bırakırsak)
Şeyler böyle olduğu için mi biz onları o "biçimde" konumlandırıyoruz,yoksa tersi midir şeklindeki tartışma SORUNU yanlış konumlandırmaktan kaynaklanıyor.işte bu nedenle de tarihsel süreç içinde "çözüme" kavuşma olanağı bulamıyor.
Kantçı açıdan bakıldığında biz dış ve iç dünyamızı iki temel "GÖRÜ-ARACILIĞIYLA" algılıyoruz.UZAM ve ZAMAN.. Bu iki görü bize iki AYRI (dediğim anda zaten ŞEYLERİN BİR-BİRİYLE "ÖZDEŞLİĞİNİ DE" REDDETMİŞ oluyorum.Çünkü uzamda onları zaten ayırmış oluyorum onlar AYRI oldukları için değil AMA) ŞEYİN aynı anda(zaman)ve aynı yerde(uzam) bulunamayacağını bildiriyor.
Peki bu "bildirim" neyden kaynaklanıyor.gerçekten de insan "anlağında" a priori olarak buluna-bilen "izlekler" var mı?Bu soruya vardır demeniz de yoktur demeniz de sorunu çözmüyor,ytam tersine yeni sorunlara yol açıyor.
Mantıkça ortaya konan bu ÖZDEŞLİK (ve bu ilkenin açılımı olan "ÇELİŞMEZLİK" ve "3.HALİN OLANAKSIZLIĞI ilkeleri) ilkesinin kaynağı ne varlıktır ne de anlaktır.
Dilden ve dilin "KONUŞ-LANDIRILMASINDAN" kaynaklanmaktadır.Eş deyişle onun bu güne değin gelen MODER-N-İTEL paradigmasının bir sonucudur.
Şeyleri bir-birine özdeş olabilir şeklinde "konuşlandırarak" konuşsaydık,bu durumda dilin İŞARET EDEREK "GÖSTERME" İŞLEVİ ortadan kalkardı.
Örneğin şu tip konuşmalar başlardı:şurada gördüğüm masa aynı yerde ve zamanda aşktır da ve aynı zamanda insandır da v.s v.s.. Böylesi bir dil ya lirik "ŞİİRSEL" kaygılarla kurulur ya da ŞİZOİDÇEDİR... Bu durumda şiir "şizoid" bir yapıya sahiptir, CAZ gibi... Veya caz müzik-ŞİİRİNİN- ŞİİRİDİR..-sevgili sanal bu çözümlemeyi çok "sevecek" caz'a ve şizoid yapıya yakın biri olarak, baksanıza ha bire "bağlam" parçalamaya çalışıyor ya hadi HAYIRLISI)
Tam da bu noktada,toplu-toplumsal boyutuyla gündelik hayatı şiire veya şizoid YAPIYA yatkın kılmadığınız sürece bu tip konuşmalar iletişimi değil İLETİŞİMSİZLİĞİ getirecektir..
Kısaca MANTIKSAL-OLAN "DENİLENİN" kökeninde "yaşamsal-pragmatik" kaygılar vardır...
Gothsemane- Loca Üyesi
-
Mesaj Sayısı : 260
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 14/08/07
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz